Bedensel belirti bozukluğu için 3 temel kriter mevcuttur.
Hastalık kaygısı bozukluğunun temel özelliği, kişinin herhangi bir bedensel belirtisi olmamasına karşın ciddi bir hastalığa sahip olduğuna dair korkuları ve endişeleridir. Korkulara, aşırı derecede bakım arayışının ve uygun olmayan kaçınma davranışlarının en az 6 ay boyunca eşlik etmesi gerekir. Anksiyete ve duygu durum bozukluğu ile beraber görülmektedir.
Konversiyon terimi anksiyete ve psikolojik çatışmaların fiziksel belirtilere dönüştüğünü düşünen Sigmund Freud tarafından ortaya atılmıştır. Konversiyon bozukluğu olan bazı kişiler hallerinden memnun ve rahat görülebilir; birey belirtilerinin stresli olduğu durumlarla da bağlantısı olabileceğini düşünmemektedir. Fakat belirtileri genellikle ergenlikte ya da erken erişkinlikte tipik olarak da ağır bir stresörden sonra gelişmektedir. Bulgular nörolojik bir hasarın olduğuna işaret eder fakat tıbbi testler vücudun organlarının ve sinir sisteminin normal olduğunu göstermektedir.
Ağrıya duyarsızlık ya da duyu yitimi (hissizlik) gelişebilir ve duyum kaybı gözlenebilir. Görme ciddi olarak bozulabilir, birey kısmi ya da tamamen kör olabilir ya da görme alanının tüneldeymiş gibi kısıtlı olduğu ‘’tünel görüşü’’ durumu gerçekleşebilir. Fısıltı sesi haricinde ‘’afoni’’ denilen ses kaybı ve koku duyusunda kayıp olan ‘’anosmi’’ gerçekleşebilir. Bayılma, sara benzeri nöbet geçirme: genelde kalabalığın olduğu yerlerde bayılma görülür. Hastalar tek başına iken bayılma pek olmaz. Bayılma sırasında Bu hareketlerin nörolojik kökenli hareket bozukluklarından ayrılması gerekir. Ataklar ansızın sona erebilir ancak bir süre sonra ya da daha sonra aynı şekilde ya da farklı bir belirti ile beraber bozukluk geri dönebilmektedir. Konversiyon bozukluğun yaygınlığı %1’den azdır. Kadınlarda erkeklerden daha fazladır
Bedensel Belirtilerin Üzerindeki Farkındalığı Arttıran Nörobiyolojik Yaklaşım ;
Bedensel belirti bozukluğunda en önemli husus vücutta herhangi bir his olmasından çok bazı kişilerin neden bu hislere daha çok dikkat ettiğidir. Bedensel belirti bozukluğunda nörobiyolojik model istenmeyen beden duyumlarına karşı etkinliği artan beyin bölgelerini incelemektedir. Ağrı ve rahatsızlık verici ateş gibi fiziksel duyumlar beyinde anterior insula ve anterior singulat bölgelerinin aktivitelerinde artışa neden olmaktadır. Bu bölgelerin vücut algılarının işlenmesi ile ilgili olan beden duyum korteksi ile de güçlü bir ilişkisi vardır
Bu bölgelerde artan aktivite, bedensel belirtilere olan eğilimdeki artışı ve standart bir ağrılı uyaranın rahatsızlık verici olarak algılanmasındaki etkisini belirler. Bu ise beden duyumlarının rahatsızlık verici olarak algılanmasına neden olan aşırı aktif olan bu beyin bölgelerine sahip bireylerin, bedensel belirtileri ve ağrıyı fark etme ve deneyimleme konusunda neden daha hassas olduklarını açıklamaktadır.Ağrı ve bedensel belirtilerin anksiyete, depresyon ve stres hormonları ile arttığı bilinmektedir. Depresyon ve anksiyete anterior dingulattaki aktivite ile doğrudan ilişkilidir. Duygusal acı deneyimleri de bu bölgeleri aktivite etmektedir. Fiziksel ve duygusal acı deneyimlerinin bu bölgeyi içermesi belki de duyguların ve depresyonun ağrı yaşantısını açıklamaktadır.
Not :Bahsedilen tedavide ‘’Psikoterapi’’ ve ‘’Antidepresan’’ tedavisi etkin rol oynamaktadır.